19 Kasım 2015 Perşembe

Terör ve İnsanlık ve Normalleşme




Bazen televizyonda ya da internette haberlere bakarken tarihi bir yapının bombalarla İslam Devleti (İD) ya da benzeri organizasyonlar tarafından yok edildiğini görüyorum. Çok da sık olmuyor bu tarz haberler ama beni müthiş derecede üzüyor bu tarz tarihin yok edilmesi haberleri. İnsanlığın tarihinin yok edilmesi geçmişini kaybetme anlamına geliyor bir anlamda.

Tarihin yok edilmesinden çok daha sık bombalama haberleri geliyor. İntihar bombacıları, arabaya bomba doldurup ortalık yerde patlatanlar, eline satırı alıp insanların kafasını kesenler.. Bir de köle pazarları kurulması. İnsanların, özellikle gencecik kadınların bu pazarlarda satılması. İdamlar. Kurşuna dizilmeler. Çocukların dahi kurşuna dizilmeleri. Bir babanın 7 yaşlarındaki çocuğuna bir askerin kesik başını verip poz verdirmesi (bağlantı)..

Hayatta alışkanlıklar normalleşmeyi, normalleştirmeyi de beraberinde getiriyor. Normalleştirmek derken bombalamaların, intihar bombacılarının varolmasının normalleşmesi kendi açımdan. Artık haberi duyunca zaten sonunda olanları sık sık duyduğumuz için kimi zaman haberi okuma gereğini dahi duymayabiliyoruz. En azından ben kendimde bunu yaşıyorum bazen. Daha kötüsü de, bu yazıyı yazma nedenim aynı zamanda, daha az sık gerçekleşen tarih katliamlarına insan katliamlarından daha fazla üzüldüğümü bazen hissetmem.

İşin sorunlu kısmı bu: Tarih katliamına insan katliamından daha fazla üzülebilme. Biraz üstünde düşününce insanlığımı kaybediyor olduğumu dahi düşünmeden edemiyorum. Çünkü tarihi yazan insanın kendisidir. İnsan olmadan tarihin, tarihi yapıların, anıtların, tapınakların, binaların, kitapların anlamı yok ki! İnsan yapıyor bunların tamamını. İnsan yazıyor tarihi. İnsan bu tarihin ana unsuru. İnsanın olmadığı, dinozorların olduğu döneme dair elimizde fosillerden başka hiç bir şey yok. İnsan yazar tarihi ve kaydını tutar. O olmadan tarih de olmaz ki!

Hayatta en korktuğum şeylerden biri alışmak. Evet, alışmaktan korkuyorum. Nedeni bazı şeylerin alışkanlığa dönüştükten, rutine bindikten, gündelikleştikten sonra değerini kaybetmesi. Değersizleşiyor öyle olunca. Burada da benzer bir durum var. İnsanların öldürülmesinin normalleşmesi insan hayatının değerini azaltıyor, değerini bitirme noktasına getiriyor.

Bu yüzden işte, alışmamak lazım. Her ölüme, her katliama karşı durmak lazım. Karşı çıkmak lazım nedeni ne olursa olsun her türlü doğal olmayan yollarla ölüme. Bir insanın ölümünü umursamamak, hele hele bu ölüme sevinmek insanlığı kaybetmenin son adımıdır. Kaybetmeyelim insanlığımızı..

Fotoğraf: http://i.imgur.com/zVxubEs.jpg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder