12 Haziran 2015 Cuma

3. Seçimim Geride Kaldı.. İşte Seçimden Kalanlar

Uzun bir gün oldu Pazar günü. Önce biraz izlenimlerimi anlatayım. Sonrasında da yorumlarım gelecek.

Başbakan Davutoğlu balkon konuşmasında güzel şeyler söyledi. 'erdem'den söz etti. 'halkın iradesi'nden söz etti. Önümüzdeki günlerde göreceğiz nasıl olacağını (burasını yazarken Başbakan balkon konuşmasını yapıyordu)

Neler gördüm?:
1- 'Halkın iradesi' denen olgunun aslında 'erkeğin iradesi' olduğunu gördüm.
2- İlk oy kullanmaya gelen yaşları 80'in üstünde olduğunu tahmin ettiğim, zor yürüyen çifti gördüm.
3- Tekerlekli sandalyedeki annesini oy pusulasını dışarı çıkarmasına izin vermediğimiz için sandığa getirip, sonra kendisinin kabine girmesine izin alamayınca sinirlenip 'hak, hukuku bana mı öğreteceksiniz?', 'şimdi boşuna mı getirdim ben, yanlış kullanacak' diyen genç adamı gördüm.
4- Sandık üyesi olduktan, yemin ettikten sonra parti mevzuunun kalmaması gerekmesine rağmen biri Adıyamanlı, diğeri Muşlu olan AKP'li ve CHP'li sandık üyelerinin sürekli tartışmasını gördüm.
5- Kadınların siyasette ne kadar aktif olmaya başladıklarını, sandıklarına sahip çıktıklarını bir kere daha gördüm.
6- Azıcık daha fazla okumuş olanların, entel görünenlerin, başkalarını kararlarından dolayı oldukça kolay yargılayabildiklerini gördüm.
7- Partili olmamasına rağmen bazılarının gönüllü olarak partili olanlardan çok daha fazla oylarına sahip çıktıklarını gördüm.
8- 'Özgür irade' kavramının bazıları için bulunmadığını gördüm.
9- Hakk kelimesi Allah'tan gelmesine rağmen kendisini her türlü Hakk'ın, hukukun üstünde görenlerin olduğunu gördüm.
10- İnsanların birbirleriyle aslında gayet güzel geçinebildiklerini, fakat karşısındakinin hangi partili olduğunu öğrendikten sonra tavırlarının 180 derece değişebildiğini gördüm.
11- Son iki yüzyıldan fazla bir zamandır yüzümüz Avrupa'ya dönmüş olmasına rağmen memleketimizin daha Ortadoğulu olduğunu gördüm.
12- Hukuk kurallarının uygulanmaması, esnetilmesi yönünde ciddi bir irade gördüm.
13- Bağımsız adaylara karşı saygıdan ziyade onları 'yok sayma' çabası gördüm.
14- Demokrasi denen olgunun içselleştirilebilmesi için daha çoooook zamana ihtiyacımız olduğunu gördüm.
15- Bir partinin müşahidinin sadece oy sayımı başlamadan hemen önce gelip habire herşeye itiraz ettiğini, başka bir partinin müşahidinin ise olan bitene ilgisiz oralarda dolaştığını, sonra sayım sırasında da gelip izlediğini gördüm. Bir partinin müşahidi ise başından sonuna kadar izlemeyi tercih etti seçimi. Hiçbir şeye müdahale ve itiraz etmeden. 

Bu liste aslında daha çok uzatılabilir. İlk iki seçimimin aksine bu seçimde biraz daha farklıydı durum. Okul sorumlumun dediğine göre deneyimli olduğum için beni okuldaki ilk sandığa vermişti kendisi. Aslında nispeten mantıklı da olmuş. Oldukça fazla sorunla karşılaştığım bir sandık oldu bu seferki. Başkası olsa nasıl davranır? Konuşur mu? Susar mı? Sadece not mu alır? Tutanak mı tutturmaya çalışır her seferinde? Yoksa sadece izler mi başından sonuna kadar?

Sandığımda bir seçmen eşi ile birlikte girip oy kullanmak istedi. Eşi gayet sağlıklı olmasına ve "Ben oy kullanabilirim" demesine rağmen. Uyaran sandık görevlisine de elini kaldırarak "Ağzını yüzünü dağıtırım!" şeklinde tehditler savurdu. Yakınında bulunan akrabaları kadın-erkek saldırmaya hazır şekilde bekliyorlardı. Tehdidi duyar duymaz pencereye gidip "Hemen polis memurunu çağırın, sandık görevlisini tehdit ediyor'" şeklinde bağırınca polis geldi ve başta tehdit eden adam olmak üzere ailenin üyelerini salondan götürünce olay sakinleşti. Çıkarken akrabalardan bir kadın beni tehdit dahi etmekten geri durmadı.

Bir başka olayda sandık başkanı, polis ve belki bir görevli nezaretinde arabayla getirdiği annesinin oy kullanmasını sağlamaya çalışan bir vatandaşla karşılaştım. Oy pusulası, Tercih mührü ve zarfı salondan çıkararak okulun dışında bekleyen arabaya götürmeye ikna etmeye çalıştıklarında duruma şiddetle itiraz ettik. Oldukça uzun süren itirazlarından sonuç alamayınca biraz kilolu olan nispeten yavaş da olsa yürüyebilen annesini getirdi bu vatandaş. Meğerse oy pusulası ve zarfı salon dışına çıkarmak istemesinde herhangi bir geçerli neden yokmuş.

Aslında o gün yaşadıklarım çok rahat bir kitap dahi olabilir. Tabii ki bu anlattıklarımdan çok daha fazlası oldu orada. Eğitim sorunumuzun ne kadar büyük ve derin olduğu orada biraz daha belirgindi.

TURK Parti benim sandığımda 5 oy aldı. Bir oy ise hem TURK Parti'ye, hem de AKP'ye basılmış olduğundan geçersiz sayıldı. 18 geçersiz oyun yarısından fazlası oy pusulasının üst tarafında AKP'ye, alt tarafında ise bağımsız adaya verilmiş oylardan dolayı geçersiz kabul edildi. Aynı durum MHP'nin, CHP'nin ve SP'nin de başına geldi. Onlarda sayı çok daha azdı.

Oy sayımı sonunda AKP'nin oy oranını öğrenince AKP'nin o bölgede ciddi oy kaybına uğramış olduğunu gördüm. %70'in üstünde gelmesi normal olan bölgede %65 seviyesinde kalmıştı oy oranı. MHP ve CHP ise ciddi yüksek oy aldılar bu bölgeden.

Bir seçimden daha temiz ve vicdanım rahat bir şekilde çıktığımı düşünüyorum. Yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu bu seçim daha iyi gösterdi bana. Asıl amacımız, bazı kesimlerin tahmin ettiği gibi oylarla, sonuçlarla oynamak değil, tamamen adil, şeffaf, doğru, düzgün, yasaya uygun bir seçim olmasını sağlamaktı. Başka birşey değil. Bundan sonra erken seçim de olsa normal seçim de olsa, ben hazırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder